Partiya Azadî

Partiya Azadî

01 AZADÎ İNİSİYATİFİ

 

 

‘’AZADÎ İNİSİYATİFİ’’

Kamuoyu İçin Deklarasyon Metni

 

     Ji Bo Maf, Dad û Azadiyê Înîsiyatîfa Îslamî Ya Kurdistanê

     Seba Heq, Edalet û Azadî Înîsiyatîfê Îslamî Yê Kurdîstanî

      Hak, Adalet ve Hürriyet için Kürdistan İslamî İnisiyatifi

                                            

Bismillahirrahmanirrahim

 

                        İNİSİYATİF; Kürdistan’ın Kuzeyi’nde, İslamî sorumluluk sahibi bireylerin bir araya gelmesiyle kurulmuş bir oluşumdur.

 

İnancımız, bireysel ve toplumsal sorunlara karşı bizleri sorumlu kıldığı gibi; ezilen bir durumda olan Kürt milleti ve Kürdistan’a karşı da sorumlu kılmaktadır.

 

Kürdistan kadim zamanlardan beri Kürt milletinin yaşadığı coğrafyanın adı ve Kürtlerin vatanıdır. Kürdistan, aynı zamanda burada yaşayan Arap, Ermeni ve Süryani halkları ile Hıristiyanlık, Yezidilik ve yaresanlik gibi birçok etnik ve dinî topluluğun da ülkesidir.

 

Kürdistan’ın çok dinli, çok dilli, çok mezhepli olduğu kimsenin inkâr edemeyeceği ve dolayısıyla hakkını hukukunu çiğne(ye)meyeceği bir gerçektir. Diğer bir gerçek de bu çeşitlilik içinde başat toplumun Kürt milletinin ve başat dinin -çeşitli mezhepleriyle birlikte- İslam olduğudur.

 

Hangi etnik, dini veya felsefi açıklamayla veya aidiyetle kendini ifade ederse etsin, Kürtler ve Kürdistanlılar; tüm farklılıklarıyla birlikte bir bütün olarak Kürdistan halklarını teşkil eder.

 

İnisiyatife göre Kürdistan, bütün bu çeşitli unsurlarıyla birlikte bir ülkedir.

 

Kürt halkı gibi, Kürdistan’ın Kuzeyi’nde konuşulan Kürtçe de, Kurmanc ve Kırmancki (Zazaki) lehçeleriyle birlikte kadim bir dildir.

 

İran-Osmanlı yayılmacılığı -1639 Kasrı Şirin antlaşması- ile başlayan, İngiliz, Fransız ve Rus’ların emperyalist emelleri doğrultusunda gelişen ve I. Dünya Savaşı sürecinde de devam eden Kürdistan’daki coğrafi parçalanma; 1916 Sykes Picot ve 1923 Lozan Antlaşmaları sonucu modern Türkiye, İran, Irak ve Suriye ulus devletlerinin oluşturulması, Kürdistan da siyasal parçalanmayı da beraberinde getirmiştir. Kürt milletinin aleyhinde devam eden bu süreç, Kürtleri ve Kürdistan’ı statüsüz bir millet ve ülke olarak bugünlere kadar getirdi. Bu ise asla Kürt milletinin iradesiyle gerçekleşmiş bir durum değildir.

 

Kürdistan, kardeş Müslüman halklar adına hareket ettiğini iddia eden devletlerin askeri ve siyasi hegemonyası altında bulunmaktadır. Kürtlerin egemenlik hakları bu devletler tarafından tahakküm altına alınarak, Kürt kimliği ve varlığı inkâr edilmiş, kimlik ve varlık mücadelesi veren bütün Kürtler zor ve baskı ile sindirilmeye çalışılmıştır.

 

Özellikle de Türkiye Cumhuriyeti, daha kuruluşundan itibaren Kürt ve Kürdistan’a yönelik inkâr ve zulüm siyasetini ana eksenine yerleştirmiş, Kürdistan’ın -milleti ve ülkesiyle birlikte- egemenlik gerçekliğini de inkâr ederek Kürtleri yok sayma, imha etme; beşeri ve kültürel soykırıma tabi tutma yolunu seçmiştir. Ayrıca Kürdistan’ın Kuzeyi’nin doğal kaynaklarına ve zenginliklerine el koyarak, Kürdistan halkının ekonomik ve sosyal yönden geri bırakılmasını amaçlamıştır.

 

Türkiye Cumhuriyeti rejimi, ekseriyetle dindar olduğu bilinen Kürtlerin sadece milli kimliklerine değil, İslamî kimliklerine de düşmanlıkla yaklaşmıştır. Kürdistan’ın Kuzeyi’ndeki medreseler, tekkeler, dergâh ve ocaklar kapatılmış, 1925’te Şeyh Said hareketine, 1927–30 Ağrı-hareketine ve 1937-39’da da Dersim bölgesine tam manasıyla bir imha ve katliam siyaseti uygulamıştır. Ayrıca Kürtlerin Alevi-Sünni, Kurmanc-Zaza gibi doğal grupsal farklılıklarını istismar ederek milli birliğini bozmayı amaçlamıştır.

 

Uzun yıllar süren mücadeleler sonucunda çok ağır bedeller ödeyerek bugün Irak sınırları içerisinde siyasi statüyle birlikte kayda değer haklara kavuşan Kürdistan’ın Güneyi (Federe Kürdistan Bölgesel Yönetimi) hariç, Kürtler bir bütün olarak; Suriye, İran ve Türkiye’de egemenlik haklarını kullanamamaktadır. Mevcut yapılar içerisinde yönetime kendi kimlikleri ile katılma ve yönetim sürecini denetleme gibi birçok temel hak ve özgürlüklerden mahrum durumdadırlar. Bu yüzden Kürtler için hem mevcut ulus devletler içerisinde, hem de uluslararası düzeyde tanınma ve tanımlanma sorunu devam etmektedir.

 

Bizler, Kürdistan halkının yüzyıllardır devam eden hak ve adalet arayışı ile özgürlük mücadelesini meşru gördüğümüz gibi, bu arayış ve mücadeleye katkı sunmak ve halkımıza ilişkin olan sorumluluğumuzu yerine getirmek için Hak, Adalet ve Hürriyet için KÜRDİSTAN İSLAMİ İNİSİYATİFİ’Nİ (AZADÎ İNİSİYATİFİ) başlatmış bulunuyoruz.

 

Tüm dünyanın meşruiyetinde ittifak ettiği temel hak ve hürriyetlere ilişkin mücadeleler, sadece Kürtlerin değil, aynı zamanda tüm İslam ümmetinin ve tüm dünya toplumlarının meselesidir.

 

                        İNİSİYATİF; Kürdistan halkının Kürdistan’da kendini idare etme hakkını savunur. Türkiye Cumhuriyeti’nde olduğu gibi, toplumları; dini, dili ve etnik kimliği ile tektipleştiren anlayışı red eder. İnisiyatif tüm din, mezhep, kavim ve yaşam biçimlerinin, ilahi ve evrensel hukukunun teminatı altında bulunduğu yönetim anlayışını benimser.

 

Aynı şekilde tüm etnik ve dini toplumsal kesimlerin, kolektif haklar dâhil siyasal, kültürel, sosyal ve iktisadi haklarının güvenceye alınmasını mücadelesinde esas alır.

 

İnisiyatif, Kürdistan’ı İslam coğrafyasının bir parçası olarak gördüğü gibi, Kürdistan halklarını da dünya halklarının bir parçası olarak görmektedir.

 

İnisiyatif olarak, gönüllü birliktelik esasına dayalı olmak kaydıyla birlikte yaşamayı mümkün kılacak olan anayasal ortaklık tartışmalarını önemsiyor ve Kürtlerin kendi tercihleriyle özerklik, federasyon, bağımsızlık hakkını ve bunun meşruiyetini tartışma konusu yapmıyoruz.

 

İnisiyatif bu çerçevede, Kürdistan halkının özgür iradesiyle kabul etmesi koşuluyla, İslamî ve insani temelde, Ortadoğu halklarıyla birlikte farklı yapılanmaların dışlanmaması gerektiğini de kabul eder. Bu açıdan İnisiyatif, Kürdistan’ın Güneyi’ndeki kazanımlarını önemsiyor ve bu durumun İran, Suriye ve Türkiye’ye de örnek olabileceğini düşünüyor.

 

İnisiyatif, dünya barışını, evrensel değerleri ve insanlığın ortak kazanımlarını önemsediği gibi, Ortadoğu halklarıyla dayanışmayı da önemser. Kardeşlik hukukunu ve yardımlaşmayı savunur. Ayrıca Kürdistan’daki halkların ve Ortadoğu’da yaşayan tüm toplumların tabii ve insani taleplerini destekler.

 

Kürdistan halkının kendi geleceğine ilişkin söz sahibi olması ve kendi kendini idare etmek talebi hem İslam hukukunun ve hem de uluslararası hukukun bir gereğidir.

 

İnisiyatif; siyasal mücadele yöntemi olarak şiddeti tercih etmez, bununla birlikte meşruiyeti ve tabii/ilahi hakları esas alır.

 

İnisiyatif; Kürdistan da İslami ve insani faaliyetleri destekler.

 

İnisiyatif,  Kürt milletinin gerçek manada tüm haklarına kavuşması için, sivil itaatsizlik de dâhil her türlü demokratik yollarla yaptığı mücadeleyi ve bu yolları esas alarak faaliyet ve çalışmalarını yürütmeyi meşru görür.

 

İnisiyatif, Kürdistan ve özellikle Kürdistan’ın Kuzeyi’ndeki hiçbir hareketin, örgütün, cemaatin, siyasi parti veya grubun hasmı ya da tarafı değildir. Adalet ve dayanışma prensiplerine bağlı olarak işbirliği ve ittifakları savunur.

 

İnisiyatif, Kürdistan’daki farklı örgütlenmeleri bir zenginlik olarak görür ve Kürdistan’ın Kuzeyi’ndeki halkın ve Kürdistan’ın tamamının sorunlarını çözmeyi amaçlayan Kongre ve konferansların teşekkülü için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirir.

 

İnisiyatif, süreç içerisinde meşru gördüğü her türlü siyasal araç ve yöntemleri ihtiyaç duyulması halinde, zaman ve zemini de göz önünde bulundurarak, kullanır.

 

İnisiyatif, bütün faaliyetlerini-çalışmalarını Kürtçe ve diğer dillerde ifade eder.

 

Saygılarımızla…

 

AZADÎ İnisiyatifi